HealthFlex
×
  • Anasayfa
  • Hakkımızda
  • Hizmetlerimiz
  • Basında Biz
  • Blog
  • İletişim
  • Etkinlikler
  • Holistik Pazar

Sistemi Keşfet, Ömür Boyu Rahat Et.

Sistemi Keşfet, Ömür Boyu Rahat Et.
18 Aralık 2017yesim kayaNewsYazılarımgastronomissfit holistik yaşam merkezisağlıklı yaşamYeşim Kaya Yazıları

Sistemini Keşfet, Ömür Boyu Rahat Et…
Kış aylarının gelmesiyle, battaniye altına girip, konforlu ve sıcacık kanepelerde bir şeyler atıştırmanın dayanılmaz hafifliği hayatımızı sarıverir. Kalın kıyafetlerin ardına gizlenmişken, nedense yazın var olan tüm hassasiyetlerde, yok oluverir. Aman dikkat! Rehavet sağlığınızı bozar.
İşte size bir teklif, yılbaşına az kaldı. Yeni yıla sağlıklı bir bedenle girmek keyifli olmaz mı? ‘’ Doğru ye, konforlu yaş al ‘’ mottosu ile 2017 yılını birlikte karşılamaya ne dersiniz.
Size bu köşeden asla diyet reçeteleri vermedim ve vermeyeceğim, bu benim işim değil. Biliyorum ki gıdalar insanı oldurur ve öldürür. İşim, doğru yemek yemeyi teşvik etmek ve her insanın kendine has bir yapısı olduğunu anlatabilmek. Sağlıklı gıdalar alır, biraz hareket ederseniz hayatınız zaten kolaylaşacak, bunu kendi keyfinize uyumlu hale getirmek sizin elinizde. Sadece biraz çaba göstermeniz yeterli. İşte 2017 yılında uygulamanız için harika ipuçları.
Ticaretin önemli kurallarından biri FİFO dur. First in, First out. İlk giren, ilk çıkar. Bu da nereden çıktı şimdi demeyin, anlatacağım. Karlı bir iş yapmak istiyorsanız, ilk aldığınız malı ilk satmalı ve stok maliyeti ödememelisiniz. Stokta kalan mal, her gün zarar demektir çünkü. Yediklerimizi doğru seçer, doğru pişirir, tüketir, bu şekilde sindirim sistemimizin doğru biçimde çalışmasını sağlarsak, bedenimizde gereksiz yere stoklayacağımız hiçbir şey kalmaz. Yani stok maliyeti ödeyip, sağlıksız kilolar ve onunla birlikte gelen hastalıklara maruz kalmayız. İşte bedenin ‘’FİFO’’ kuralı bu. Bu kuralın temel taşı bağırsaklarımız, yani sindirim sistemi. O doğru çalışırsa, her şey doğru çalışır.
Biraz daha detaya girelim. Alışveriş ile başlayan beslenme periyodu, pişirme, yeme ve sindirim ile devam eder. Tüm bu trafik, sağlıklı ve uyumlu olduğu takdirde, bedenimiz her zaman kar eder. Yağ depolamaz, kilo almaz, hatta biraz aktif olursak kas yaparız ve daha çok enerji harcarız.
Ağzımıza atacağımız her lokmayı, öncelikle bilinçli ve seçerek, mevsiminde, taptaze almalı, mümkün olduğu kadar kendimiz yapmalıyız. Aldığımız gıdaları bekletmeden, taze, taze kullanmak birinci kural. Kullanamayacaksak, doğru şekilde, şoklayarak saklamak ikinci alternatif. Pişirme esnasında, soğanı kavurmak için bolca yağ koymak yerine, üstüne biraz tuz atıp suyunu salmasını bekleyebilir ve kendi suyunda pişirebiliriz mesela. Yemeklerimizi, önceden hazırladığımız, eklem sağlığımız için çok yaralı olan ve doğal yağ içeren et suyu ile yaparak, yağ kullanımını azaltabilir, hatta hiç yağ kullanmayabiliriz. Emin olun, lezzetinde hiçbir azalma olmayacak. Yağda kızartarak yaptığımız, hemen, hemen tüm tarifleri, fırında yapmayı tercih edebiliriz. Üstüne, biraz baharat ve zeytinyağı eklentisiyle, çok daha lezzetli olduklarını göreceksiniz. Bu arada, kesinlikle yapay yağ kullanmamalıyız. Zeytinyağı ve tereyağı seçenekleri dışına taşmamaya özen göstermeliyiz. Sindirim dengesini bozmamak için, vücudun kendisi için gereken şekeri, kendi bildiği gibi üretmesine izin vermeli onu tembelliğe sürüklememeliyiz. Nasıl mı? Şeker ve şeker ihtiva eden her tür gıdayı hayatımızdan çıkararak. Doğal yollarla aldıklarımız bize yeter. Her öğün mutlaka, protein, karbonhidrat ve yağ tüketmeliyiz, ancak daha önce belirttiğim gibi, gıdaların içinde hepsinden olduğunu unutmadan, fazladan hiçbir şey kullanmadan. İnsülin direnciniz ya da ara öğün almanızı gerektiren bir rahatsızlığınız yok ve doktorunuz başka bir tavsiyede bulunmadı ise, öğünler arasına, vücudunuzun doğru emilim yapması için, mümkünse 5 saat koymalısınız. Dengeli alınmış bir öğünün, mideden çıkışı, takriben bu kadar bir süredir çünkü. Ve sistemin ara vermeden tamamlanması için buna ihtiyacı var. Ayrıca bu şekilde, vücudunuzda depolanan yağlarında kullanılmasını sağlarsınız, fazlalıklardan kurtulmanın en doğru yolu.
Ağzınıza arada, öylesine attığınız bir takım gıdalar, sistemin rutinini bozar. Tıkır, tıkır çalışan bir fabrikanın, üretim bandına çomak sokmak gibi bir şey bu. Yemeklerimizin emilim işleminin uzun bir yolculuğu olduğunu unutmayın.
Akşam atıştırmalarını mümkünse kesin. Yok illa yiyecekseniz, sebzelerden kuruyemişler yaratın. Jülyen doğranmış, havuç, salatalık, minik marulları yanınızdan eksik etmeyin. Mesele elinizin tabağa gitmesi ise, bari sağlıklı olsun.
Bedende yapılan her işlem, enerjiye ihtiyaç duyar. Enerji kullanımınızı arttırın. Televizyon seyretmeden önce her şeyi başucunuza yığmak yerine uzaklara koyun. Her seferinde kalkıp alın. Asansör kullanmayın, gidebildiğiniz her yere yürüyerek gidin. Ayak ve el bileklerinize takabileceğiniz ağırlıklar alın ve bütün gün öyle dolaşın mesela.
Emilim işlemine geri dönelim. Bana göre özellikle ince bağırsaklar, kesinlikle bedenimizin efendisi. Bağırsak florasını bozduğunuz takdirde, başınıza gelmeyen kalmaz. Ona gözünüz gibi bakar, doğru yerseniz, sizi hep sağlıklı ve zinde tutar. Burada, pek çok karmaşık sistem inanılmaz bir uyumla devreye girer. Yeter ki, ona zarar verecek gıdalar yemeyin ve hareket edin. Ağızdan başlayan bu yolculukta unutmayacağınız ilk kural, ‘’ Midenizin dişlerinin olmadığı’’. Ne kadar çok çiğnerseniz, o kadar rahat bir mideniz olur. Mideyi, gıdaların, ince bağırsağın emilimi için hazır hale getiren bir makine gibi düşünebilirsiniz. Ne kadar küçük parçalar halinde gönderirseniz, işi o kadar kolaylaşır. Alkol dışında, hemen, hemen hiçbir şey mide duvarları tarafından emilmez. Ve bu noktada bir hatırlatma; Unutmayın, alkol ve yan ürünlerinin moleküler ağırlığı düşüktür. Bu sayede vücuttaki bariyerleri kolaylıkla geçerler. Kana kolayca karışır ve toksik yapısı ile tahribata yol açarlar. Yani kullanımı az dahi olsa dikkatli olun.
Sindirim için en can alıcı organ, ince bağırsaklardır. Emilim bu bölgede tamamlanır. Alkalin bir ortamı vardır. Besinler, hücrelerin kullanabileceği hale gelmiştir artık. Kan damarları yoluyla, tüm besinler ihtiyaç duyulan bölgelere doğru ilerler. Gerekli olmayan gıdalar, kalın bağırsak yoluyla atılır.
Neden doğru yemeliyiz? Sorusunun cevabı işte tam bu noktada başlar. Yediğimiz her şey emilip, kana karışır ve vücudumuzun her noktasına ulaşabilir. Peki, yanlış beslenirsek, kan yoluyla bedenimize naklettiklerimiz, nerelere ulaşır? Bize neler yapar? Kilo almak, belki de hepimizin en öncelikli endişesi, ancak yanlış beslenme, bu nedenle bağırsak florasının bozulması ve bunun devamlı hale gelmesi, başımıza çok daha büyük dertler açabilir. Psikolojik bozukluklardan tutun, kanser, Alzheimer ve daha birçok hastalığa kadar.
Yanlış beslenme sonucu oluşacak toksik maddeler üretebiliriz ve bunların bileşenleri tamamen kişiye özeldir. Hormonlardan enzimlere kadar, vücudumuzda bulunan sayısız ve çeşitli aktif maddenin protein olduğunu düşünürsek, bu yapının bozulması halinde neler olabileceğini gerçekten tam olarak bilmek imkânsız. Üstelik herkeste farklı bir rahatsızlığa sebep olabilir.
Her insanın bağırsak florası, eşsiz ve tektir. Önemli olan, genel doğruların içinden, size iyi geleni bulmak ve uygulamak. Bunu, ancak deneyerek bulabilirsiniz. Yediklerinizi farklılaştırarak, yeme düzeninizi değiştirerek, size en iyi gelen sistemi bulmak kendi elinizde. Çünkü sizi en iyi tanıyan yine kendinizsiniz.
Tüm bunları yaparken, mutlaka belli zamanlarda vücut taramalarınızı yaptırıp, doktor kontrolünde bedeninizin çalışma sistemini değerlendirmeli ve ne durumda olduğunuzu öğrenmelisiniz. Okuduğunuz ya da duyduğunuz her şey tavsiye niteliğindedir. Kişiye özel değildir. Önemli olan, kendi bedeninize uyan sistemi doğru şekilde keşfetmek.
Ve unutmayın, doğru yemek, doğal yemek demek. Sonradan üretilmiş, yapısı bozulmuş, içine farklı etken maddeler konmuş yiyeceklerden olabildiğince uzak durun. Mucize bir yiyecek yok. Tek taraflı beslenerek, yiyecek çeşitlerini kısıtlayarak değil, her şeyden az miktarda ve doğru şekilde yemeye odaklanarak yaşamalıyız. Çok doğru gıdaları yerken ve içerken ‘’ Azı karar, çoğu zarar ‘’ sözünü unutmamaya özen göstermeliyiz. Fazladan alınacak çok yararlı bir besin, bir başkasına iyi gelirken size zarar verebilir.
Unutmayın, ‘’Mucize’’ olan ‘’Biziz’’. Yapmamız gereken tek şey, her sabah o mucizeye gülümseyip, bedenimiz için gereksiz besinlere, hayır demeyi öğrenmemiz.

Add Comment Cancel

Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.

Kategoriler

  • ankaralife
  • astroloji
  • basında biz
  • Burda Yayın Grubu
  • Dharma Karma Astroloji
  • Diet
  • ekmek yapımı
  • Fitness Consulting
  • Gastronomiss Yeşim Kaya
  • Genel
  • Holistik Beslenme Programımız
  • Motivation
  • News
  • Tarifler
  • Uncategorized
  • Videos
  • Weight Loss
  • Yazılarım

10 Tips for maintaining your lost weight!

Read my new e-book

Dieting doesn't mean your food has to be tasteless!

Check out our wonderful recipes

Quick Contact

logo

“diyet yapma, sağlıklı yaşa”

(+90) 530 411 411 3

info@gastronomissfit.com

Bestekar Sk. No:49/14 Kavaklıdere.Çankaya.Ankara

Son Yazılar

  • Basında Yeşim Kaya ( Elele Dergisi) May 16

  • Basında Gastronomiss Yeşim Kaya ( Antakya Ekmek Belgeseli ve Çalıştayı) May 16

  • Basında Gastronomiss Yeşim Kaya ( Gastro Alaturka) May 16

Copyright ©2018 all rights reserved
Designed by hüdaverdi